31 Ağustos 2022 Çarşamba

Ekonomi kimin için büyüdü?

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla %7,6 büyümüş (bkz. Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, II. Çeyrek: Nisan-Haziran 2022). Bu haberi duyduğunuzda muhtemelen siz de "ekonomi bu kadar büyüdüyse benim gelirim niye artmadı" diyenlerden olmalısınız. Hemen yanıt vereyim: Çünkü ekonomi sadece küçük bir azınlık için büyüdü; çoğunluk için ise maalesef küçüldü.

Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Açıklayalım. Ekonomik büyüme gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) reel yani fiyat etkisinden arındırılmış değişim demektir. Gelişmiş ülkelerde büyüme için mevsimsel düzeltilmiş GSYH verilerindeki önceki çeyrek döneme göre değişim esas alınırken, Türkiye'de hala mevsimsel düzeltilmemiş GSYH verilerindeki önceki yılın aynı dönemine göre değişim esas alınıyor. GSYH bir ekonomide belli bir dönemde (genellikle 3 ay veya 1 yıl) üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal değeridir ve 3 yöntemle hesaplanır. Bunlar üretim yöntemi, harcama yöntemi ve gelir yöntemidir. Birinci yöntem sektörlerin yarattığı katma değerlerin, ikinci yöntem mal ve hizmetlere yapılan harcamaların, üçüncü yöntem de üretim faktörlerine yapılan ödemelerin yani onların gelirlerinin toplanmasına dayanır. İşte bu yöntemlerden üçüncüsü bize emek ve sermaye gelirlerindeki değişimi izleme imkanı verir. Gelir yöntemiyle hesaplanan GSYH'deki işgücü ödemelerini emek gelirleri, net işletme artığı veya karma gelir olarak adlandırılan kalemi de sermaye gelirleri olarak kabul edebiliriz.

TÜİK gelir yöntemiyle GSYH verilerini yayınlıyor ama herhalde bu alanda bir fiyat endeksi oluşturmanın güçlüğünden olsa gerek maalesef bunları enflasyondan arındırmıyor. Bu nedenle iş başa düşüyor. Yalnız bu arındırma işleminde hangi enflasyon göstergesinin kullanılması gerektiği konusu biraz tartışmalı (bkz. https://twitter.com/cemoyvat/status/1531591366400163841). Çalışanlar için tüketici enflasyonunun daha önemli olduğu doğru ama hem Türkiye'de son dönemde tüketici enflasyonu konusundaki kuşkular iyice arttığı hem de daha genel bir enflasyon göstergesi olduğu için ben esas olarak GSYH deflatörünü kullanmayı tercih ettim. Arındırma işleminde tüketici enflasyonu kullanılırsa elbette oranlar değişiyor ama emek gelirlerinin sermaye gelirlerine göreli olarak durumu değişmiyor.

Bu açıklamalardan sonra aşağıdaki grafiğe bakalım. Ne görüyoruz? Ekonominin %7,6 büyüdüğü ikinci çeyrekte işgücü ödemelerinin yani emek gelirlerinin reel olarak %16,6 küçüldüğünü, net işletme artığının yani sermaye gelirlerinin ise %17,6 büyüdüğünü görüyoruz. Arındırma işlemini tüketici enflasyonu ile yapsak ikinci çeyrekte emek gelirlerinin %4,4 küçüldüğünü, sermaye gelirlerinin ise %34,8 büyüdüğünü görecektik. Her iki durumda da ikinci çeyrekte ekonominin toplumdaki küçük bir azınlığı oluşturan sermaye sahipleri için büyüdüğü, toplumun çoğunluğunu oluşturan emek sahipleri için ise küçüldüğü gerçeği değişmiyor.

Emek ve sermaye gelirleri arasındaki bu açılma yeni değil. GSYH deflatörünü kullanarak yaptığımız arındırma işlemine göre, pandemi döneminde de emek gelirleri reel olarak küçülürken, 2020'nin ikinci çeyreği hariç, sermaye gelirleri ise büyümüştü. Emek gelirleri 2021'in ikinci ve üçüncü çeyreğinde bir miktar büyüdü ama 2021'in dördüncü çeyreğinden beri tekrar küçülüyor. Üstelik de bu küçülme giderek derinleşiyor. Bunu o dönemden beri uygulanan ve enflasyonu patlatan Yeni Ekonomi Modeli'ne (YEM) bağlamayacaksak başka neye bağlayabiliriz bilmiyorum.